21 Mayıs 2009
Armudun İyisini Ayılar mı Yer???
16 Şubat 2009
Baba 13 Anne 15 Yaşında
15 yaşındaki kızla girdiği ilişki sonucu baba olan 13 yaşındaki çocukla ilgili İngiltere'de tartışmalar sürüyor.Bu arada bu çocuklarının son fotoğrafları da gazetelere düştü.
15 Şubat 2009 Pazar 04:54
Küçük bebeğini kocağına alan 13'lük baba Alfie Patten, gazeteciler poz verirken boyundan büyük laflar etti. Küçük baba, "Söz veriyorum çok iyi bir baba olacağım.Çocuğumuz için hem okulda hem dışarıda daha çok çalışmam gerekecek." dedi.
15'li karısıyla birlikte yatak odasında bebekleriyle gazetecilere açıklama yapan bu küçük aile, günlerinin önemli bir kısmını playStation oynayarak geçirdiklerini bebeklerine ise sıra ile baktıklarını söylediler.
İngiltere'yi sarsan bu ilginç olayla ilgili Başbakan Gordon Brown'da gazetecilere bir açıklama yaparak, "Gençlere doğum kontrolü mutlaka çok küçük yaşta öğretmemiz gerekiyor.Bu olay bize acele etmemiz gerektiğini gösterdi" dedi.
İngiliz Çocuk Bakanı Ed Balls olaya karşı olduğunu belirterek, "Bu kadar küçük yaşta bir çocuğun baba olması ve aynı şekilde o küçük kızın anne olması bana çok kötü görünüyor.Ancak bu bizlerin bu minik karı - kocaya ve bebeklerine yardım etmemizi engellemez" şeklinde konuştu.
Bu arada tartışılan en önemli nokta 13 yaşındaki bir çocuğun o kızı nasıl hamile bıraktığı ile alakalı.Bu tartışmalara doktorlarda katıldı ve doktorlardan ardı ardına açıklamalar geldi
6 YAŞINDA BİR ÇOCUK BABA OLABİLİR
Doktor Carol Cooper, kızların ve oğlanların fiziksel değişimlerde farklılıklar olabileceğine dikkat çekerek, " Çok nadir de olsa 6 veya 7 yaşındaki oğlanlar kızları hamile bırakabilir.Erkek çocuklarında normalde ergenlik 12 yaşında başlar.Hormonal değişim ve spermler ergenlikle birlikte oluşur.Daha sonra bu süreç gelişerek gençliğe uzanır" dedi.Doktor Coper, bu olaydaki durumun nadir ama imkansız olmadığı özellikle vurguladı.
HABERVİTRİNİ/ÖZEL
Kız arkadaşından çocuk yapan 13'lük babaya kötü haber: 16 ve 14 yaşında iki çocuk, bebeğin gerçek babası olduklarını iddia etti..
Nil bakırcı
İlkokullarda cinsel eğitim dersi verirseniz böyle olur. Çocuklar ders çalışmış.Ama biraz fazla çalışmışlar heralde.
yok yok artık yorumu filan bıraklaım biz dünyanın sonunu getirdk baska mantıklı açıklaması olamaz bunun mantığıda yok o ayrı
İREM iremce ('irem-ce' tüm yorumları)
16.02.2009 10:53:32
EVCİLİK OYUNU GERÇEĞE DÖNÜŞMÜŞ!
YASİN TEKİN ('yasin07' tüm yorumları)
16.02.2009 09:59:22
Dünya'nın sonunu hiç de iyi görmüyorum. :(
ersan karadurmus ('erersan' tüm yorumları)
16.02.2009 09:56:00
Bu ne şimdi medeniyet mi? Eğer doğruysa kız 15 yaşında ilişkiye girmediği çocuk kalmamış, sizce ne kadar normal? Bunun dinle falan alakası yok, bu ahlaki bir çöküntünün eseridir. Avrupa artık tamamen çığrından çıkmış durumda birileri bu çocuklara doğru yolu göstermesi lazım ama kim hangi ana baba?
aysun gorengol ('aygrngl' tüm yorumları)
16.02.2009 09:46:24
inanamıyorum bu duruma.. işin içinde başka bişi var bence... bu çocuktan nasıl bir birleşme ve devamında nasıl bir hamilelik gibi birşey meydana gelir..daha kendisi çocuk..yokk yokk bu işte başka şeyler var..çıkar kokusu..bence topu bunlara attılar büyükler...
Yakut ersoy ('yakutersoy' tüm yorumları)
16.02.2009 09:45:47
Dünya nereye gidiyor, bu ne çöarpıklık diyenlere: Senin ülkende 13 yasında kız cocukları 50 yasında adama mal gibi zorla veriliyor! Biz önce kendi çarpıklıklarımızı düzeltelim! Ve en önemli nokta : Bizde koca adamlar kendi çocuklarına sahip çıkmazken bu bebeğe birden çok kişi sahip çıkıyor!
ELA SAKMAN ('1079' tüm yorumları)
16.02.2009 09:42:41
ben bu işten hiç bir şey anlamadım çocuk 13 deniliyo bebek yeni doğdu demekki 12 yaşında ilişki yaşamış inşallah bu işin içinden bir sapıklık çıkmaz bebeğe gercekten dna yapılmalı
semih kazancı ('semih__' tüm yorumları)
16.02.2009 09:36:41
Yani çocukların çocuk doğurmaları sanki sadece avrupa ülkelerinde oluyormuş gibi zannediliyor. Diğer az gelişmiş ülkelerde yani batı medeniyeti olmayan yerlerde 12-13 yaşındaki kız çocukları 60 - 70 yaşındaki adamlar ile evlendiriliyor. Çocuklar daha 14 üne girmeden iki bebeyi kuçağına veriyorlar
ŞÜKRÜ TOZAR ('seeartos1985' tüm yorumları)
16.02.2009 09:29:05
Bizim ülkemizde 15-16 yaşında evlilik yapıldığı zaman "bu ne ilkellik" naraları atan avrupaya bakın hele.13-16 yaşlarında geçnler "bebeğin babası kim " diye tartışıyor.
SEVİNÇ SEDA YILDIRIM ('insanlikadina' tüm yorumları)
16.02.2009 09:26:46
Yorum yazmaya çalışıyorum, yazıyorum siliyorum, ne denirki bu duruma şimdi..."İstemişler doğurmuşlar, gerçek baba karışmış olabilir, ama tüm adaylar sahip çıkmaya çalışıyor, biz büyüklerde yapıyoruz böyle şeyler, hiç değilse onlar masum ve saf, akılları ermiyor..." demeyi uygun buldum sonunda.
burak yüksel ('burako2121' tüm yorumları)
16.02.2009 08:59:34
işte avrupa daki çarpık ilişkilere bir yenisi daha kimin eli kimin cebinde belli değil
Dogustan Asker ('kediyidegilcaninizialmayagel' tüm yorumları)
16.02.2009 08:59:26
Ya bunlarin yasi kac nereye gidiyor bu dünya böyle bunlar daha kendileri cocuk
Aytekin KARAKAS ('fenerup' tüm yorumları)
16.02.2009 08:55:05
Çocuklar oyun oynuyor.
Ayşe Başak Gürel ('dsp' tüm yorumları)
16.02.2009 08:23:34
Dünya nereye gidiyor.Çocuklarımıza neler oluyor.Bu yaşta cinsellik nasıl oluyor anlamıyorum.Gerçi ülkemizde de 13 yaşında kızlar doğum yapıyor yadırganmıyor.13 yaşında bir erkek baba olunca garipseniyor.
Hakan Ocak
16.02.2009 08:16:03
Bunlar çocuğun resminide satarak rant yaparlar yakında şaşırmasın kimse :) Daha neler göreceğiz bakalım...Boşuna dememişler çocuktan al heberi diye...
esra özsarı ('1925' tüm yorumları)
16.02.2009 08:11:19
ahlak yozlaşması bu olsa gerek.daha 15 yaşında ama....maşallah yanii
mehmet fatih ('cinguangzhoudanbirbakis' tüm yorumları)
16.02.2009 07:03:46
Ne bıcım bı dunya dallasa donmus ortalık.cocuk yastalar ama annesı gozlerının ogluna benzedıgını soluyor:))) Cocugun baba adayıda cok
terstrigonometrik fonksiyon ('taymezcale' tüm yorumları)
16.02.2009 03:37:11
Ah be yavrum ihale sende kalmış desene:) hadi bu sabinin aklı ermemiş bebek senin denildiğinde almış kucağına sahiplenmiş lakin nasıl olurda anası babası kuşkulanmadan sahiplenmişler bebeği.
13’lük babaya 16’lık rakip
İngiltere’de 13 yaşında baba olduğunu söyleyen Alfie Pattenis’in "gerçek baba" olmadığı iddia edildi.16 yaşındaki Richard Goodsell, "Gerçek baba benim, DNA testi istiyorum" dedi. Baba adayları arasında başka çocuklar da var. Goodsell, bebeği dünyaya getiren 15 yaşındaki Chantelle Steadman’la hamile kalmasına yakın dönemde üç ay boyunca sık sık cinsel ilişki yaşadıklarını söyledi. Richard, "Bebeğin babası olabileceğimi biliyorum. Herkes ben olduğumu söylüyor. Bütün arkadaşlarım bebeğin gözlerinin tıpkı bana benzediğini söylüyor. Annem bile böyle düşünüyor" derken Tyler da, "Dokuz ay kadar önce Chantelle ile yatağa girmiştim ve bu bebeğin babası olabileceğimden endişe duyuyorum. Umarım ben değilimdir" dedi.
(ps: haberlerin hepsi gazetelerin internet sitelerinden copy+paste yoluyla edinilmiştir.)
30 Ocak 2009
Ocak 2009 Bursa-Uludağ
Aynı koridorun karşı sırasında “özel oda” dedikleri,aslında tek kişilik olması dışında hiçbir artısı olmayan odalar var. 60 TL/GÜN şeklinde veriliyormuş ama şimdi hiç boş yer yokmuş ve uzunca da bir liste varmış ellerinde.Eğer biz de o odalardan birinde kalmak istiyorsak o uzun listeye adımızı yazdırmalıymışız.
Bu konuda yapılabilecek daha başka bir şeyin olup olmadığını sormak için adının Ayten olduğunu öğrendiğim sorumlu hemşirenin odasına girdim.
Ayten hemşire başka bir hemşire ve bir de asistan hekim ile bilgisayarda bir şey yapmaya çalışıyorlar ve yapamıyorlardı.”Yahu,yokmu bu hastanede excell den anlayan birisi?..cık cık cık..” cümlesinden sonra “Tabikî ki var” diyerek masaya doğru yaklaştım.Hemşire hanımın gözleri parladı.Meğer ay sonunda yönetime vermesi gereken raporları excell bilgisinin azlığı yüzünden yetiştirememiş ve sırf bu yüzden sömestr tatilinde çıkmayı planladığı tatile bile çıkamamış.Excell tablolarının düzenlenmesi konusunda yardımcı oldum.
İşim bittiğinde,”Pardon,siz niçin gelmiştiniz?” dedi.”Özel oda konusunda yapılabilecek başka bir şeyin olup olmadığını sormaya geldim” diyecek oldum,beni konuşturmadı.Hemen önünde duran ajandasını açarak babamın ismini ilk sıraya aldı ve bir saat sonra odanın boşalacağını,bizim için hazırlatacağını söyledi.
Dediği gibi de oldu ve biz bir saat sonra özel odadaydık…
Ameliyat öncesi sürede Bursa da oturan tanıdık ve akrabaların ziyaretlerini kabul ettik.
Pek te memnun olduk.
Ameliyat sırasında kullanılmak üzere altı ünite kan gerekiyormuş.Fakat bu kanlardan 3 ü şimdi alınabilir ve soğuk bekletilebilirmiş ama diğer 3 ü ameliyat esnasında sıcağı sıcağına hemen alınıp kullanılması gerekiyormuş.Telefonlara sarılıp Bursa da oturan tanıdıklarımızdan kan temin etmek için arayışlara başladık.Aradıklarımızdan herkes vermek istiyor ama grupları uymuyor.
Velhasıl istediğimiz kalite ve modelde kanı bulduk.
Bu konuda bize çok fazla yardımcı olan Bursa Vali Yardımcısı Sayın Celalettin YÜKSEL’e (Ziyareti ve kan bulma konusunda sağladığı imkanlar için), Dünya Bankası Bursa şubesinden Sayın Hüseyin BANKACIOĞLU ‘na (Ziyareti ve kan bulma konusunda sağladığı imkanlar için) ,Karinna Hotel den arkadaşım ve meslektaşım Emre’ ye,(kan bulma konusundaki yardımları ve Uludağ da gösterdiği yakın ilgi ve misafirperverlik için) teşekkürü borç bilirim.
….
23 Ocak 2009 Cuma günü sabah Babam By-Pass oldu.Ameliyat yaklaşık 4 saat sürdü.
Ameliyat oldukça başarılı geçti.Ameliyat sonrası Kalp Damar Cerrahisi Yoğun Bakım Servisine aldılar.Görüşmek ve hatta görmek mümkün değil.Ama biz, daha önce personelim iken devlet memuru olup bu hastaneye tayin edilen Anestezi Teknikeri Nadir sayesinde istediğimiz bilgiyi alabiliyoruz içeriden.
Pazartesiye kadar Yoğun Bakımda yatacağını öğrendiğimiz babamız için henüz dışarıdan yapabilecek hiçbir şeyimiz yok.
Hastane önündeki cafelerde sürekli çay içiyoruz.Seri şekilde sigara tüketiyoruz.Arada Yoğun Bakımın önüne çıkıp anlamsızca bir süreliğine açılmayan kapılara bakıyoruz.
Bir sürü hasta yüz,ağlayan sızlayan insanlar görmek bir süre sonra insanı geriyor.
Ruhumuz daraldı.
Bu arada abimin daha önce Bursa yı gezmediğini ve Uludağ’a çıkmadığını öğrendim.
Pazar günü gitme planları yaptık.Teleferikle çıkacağız ve yukarıda ne gibi yerler varsa göreceğiz,oturup belki bir şey ler yiyip içeceğiz ve geri döneceğiz.
Hava lodoslu olduğunda çalışmazmış.Bunu bilmiyorduk.Tabi bu benim için çok olmasa da abim için büyük bir hayal kırıklığı oldu.Teleferiğe binmeyi çok istiyordu.
Teleferik binasının önündeki parka oturup daha önce hazırlamadığımız B planını tüttürdüğümüz sigaralar eşliğinde oluşturduk.
Bir önceki gün Tophaneyi gezerken Saltanat Kapı nın hemen önünden Uludağ’a dolmuşlar kalktığını görmüştük.B Planı dolmuş ile gitmek.
Teleferikten Tophaneye Taksi-Dolmuş ile geldik.Minibüsler 15 er kişilik ve dolduğunda hareket ediyor (9 YTL).
Yahudi olduklarını düşündüğüm 5-6 kişilik bir aile oturdu.Yol bitinceye kadar 19-20 yaşlarındaki Jakop 6-7 yaşlarındaki Joseff’e Bursa ve Uludağ hakkında info verdi.Yol boyunca bizde şöförle muhabbet ettik
Uludağ’a yabancı turist çok az geliyormuş.
Gelenler de hep tur otobüsleri ile gittiğinden pek yabancı turist görmüyorlarmış.
Uludağ’a en çok Araplar rağbet ediyormuş.Senede 5-6 ay çalışıyorlarmış.Dolmuş kendisininmiş ama oda herkes gibi az kazanmaktan şikayetçi.Yol boyunca her virajın her kestane ağacının hikayesini anlattı. Bizimde kestanelerimiz olduğundan kestane konusunda bizimde söyleyecek birkaç sözümüz oldu.Aşılama türleri ve zamanları konusunda fikir alışverişi bile yaptık.
Daha sonradan otellerin fiyatlarını öğrendiğimde burada jeep lerin olmasının ne kadar normal olduğunu anladım.
Arkadaşlarım Emre ve Ebru nun görevli oldukları otel 2. bölge denilen yerde.
2 Gün önce aynı otelde kalan bir Üniversite öğrencisi kayak yaparken ormanda kayboldu.
Daha olay çok taze olduğundan her yerde o konuşuluyor.tabi her kafadan da bir ses çıkıyor.
Bizim de söylenenlerden anladığımız kadarıyla akşamüstü bir grup öğrenci geri dönüş zamanı geldiğinde kaybolan çocuk ısrarla teleferikle dönmek yerine kayarak dönmek istemiş.tabi akşamüstü karanlığına birde sis eklenince rahmetli yolunu kaybetmiş ve karşısına çıkan bir kulübeye sığınmış.Ama telefonunun şarjını gereksiz yere aradığı arkadaşları ile konuşurken bitirmiş.
Velhasıl,zamanında yetişilemediği için hayatını kaybetmiş.
Otelin önünde Emre karşıladı bizi.Otele girdik.Bilgi üniversitesinden bir öğrenci grubu gelmiş otele ve çok kalabalık görünüyordu.Ayrıca Uganda kralı kalıyormuş Kral dairesinde.Yine Emre den de duyduğum kadarıyla Uludağ a ençok Araplar ve Afrika Kralları rağbet ediyormuş.
Ebru ve Emre ile bir süre sohbet ettikten sonra yemek için restorana geçtik.Yemek esnasında bir ara kayak yapma fikri iyi bir fikir gibi görünse de,daha önce hiç kayak yapmadığımdan çömleği kırmamak için vazgeçtim.
Yemekten sonra otelin dışına çıktık ve otelin çevresinde karların üzerinde yürüdük ama soğuk ve rüzgar dışarıda fazla kalmaya müsaade etmiyordu.
Lobide şömine başında kahvelerimizi içip sigaralarımızı tüttürdük.
Burada, başka bir zamanda başka şartlarda cep telefonumu kapatarak müşteri olarak en az on gün kalmalıyım diye düşündüm içimden.
Otelin önünde duran grayder ve kepçe dikkatimi çekti.Meğer Uludağ otellerinin olmazsa olmazlarından biri bu iş makinalarıymış. Yolda kalan misafirlerini hep bu dev makinalarla kurtarırlarmışVakit geç olmaya başladığında Bursa ya gitmek için hazırlandık.Emre,Bursaya yolcu taşıyan taksi-dolmuşlardan birini çağırdı ve binip yola çıktık.Öne abim ile ikimiz sıkışarak oturduk.Arkaya,otelden üç kişi bindi.Müzisyenlermiş.Arkaya oturan kadınlardan biri Bursaya gidene kadar sesli sesli cep telefonuyla görüştü. Yaklaşık 40 dakika sonra Bursa ya indik.
Çok fazla bir şey yapmamış olmamıza rağmen oldukça yorulmuştuk.Ama benim için,özellikle de abim için çok güzel bir gün olmuştu.
Hastaneye uğradık.Akşam Yoğun bakım hastalarının kamera sistemi ile gösterilme seansına yetiştik.Seyrettik.Babam el salladı boşluğa.İzlediğimiz söylenmiş olsa gerek birde gülümsedi.Bizim de içimiz ferahladı ve hafifçe çiseleyen yağmurla birlikte eve döndük.