

Aynı koridorun karşı sırasında “özel oda” dedikleri,aslında tek kişilik olması dışında hiçbir artısı olmayan odalar var. 60 TL/GÜN şeklinde veriliyormuş ama şimdi hiç boş yer yokmuş ve uzunca da bir liste varmış ellerinde.Eğer biz de o odalardan birinde kalmak istiyorsak o uzun listeye adımızı yazdırmalıymışız.
Bu konuda yapılabilecek daha başka bir şeyin olup olmadığını sormak için adının Ayten olduğunu öğrendiğim sorumlu hemşirenin odasına girdim.
Ayten hemşire başka bir hemşire ve bir de asistan hekim ile bilgisayarda bir şey yapmaya çalışıyorlar ve yapamıyorlardı.”Yahu,yokmu bu hastanede excell den anlayan birisi?..cık cık cık..” cümlesinden sonra “Tabikî ki var” diyerek masaya doğru yaklaştım.Hemşire hanımın gözleri parladı.Meğer ay sonunda yönetime vermesi gereken raporları excell bilgisinin azlığı yüzünden yetiştirememiş ve sırf bu yüzden sömestr tatilinde çıkmayı planladığı tatile bile çıkamamış.Excell tablolarının düzenlenmesi konusunda yardımcı oldum.
İşim bittiğinde,”Pardon,siz niçin gelmiştiniz?” dedi.”Özel oda konusunda yapılabilecek başka bir şeyin olup olmadığını sormaya geldim” diyecek oldum,beni konuşturmadı.Hemen önünde duran ajandasını açarak babamın ismini ilk sıraya aldı ve bir saat sonra odanın boşalacağını,bizim için hazırlatacağını söyledi.
Dediği gibi de oldu ve biz bir saat sonra özel odadaydık…
Ameliyat öncesi sürede Bursa da oturan tanıdık ve akrabaların ziyaretlerini kabul ettik.
Pek te memnun olduk.
Ameliyat sırasında kullanılmak üzere altı ünite kan gerekiyormuş.Fakat bu kanlardan 3 ü şimdi alınabilir ve soğuk bekletilebilirmiş ama diğer 3 ü ameliyat esnasında sıcağı sıcağına hemen alınıp kullanılması gerekiyormuş.Telefonlara sarılıp Bursa da oturan tanıdıklarımızdan kan temin etmek için arayışlara başladık.Aradıklarımızdan herkes vermek istiyor ama grupları uymuyor.
Velhasıl istediğimiz kalite ve modelde kanı bulduk.
Bu konuda bize çok fazla yardımcı olan Bursa Vali Yardımcısı Sayın Celalettin YÜKSEL’e (Ziyareti ve kan bulma konusunda sağladığı imkanlar için), Dünya Bankası Bursa şubesinden Sayın Hüseyin BANKACIOĞLU ‘na (Ziyareti ve kan bulma konusunda sağladığı imkanlar için) ,Karinna Hotel den arkadaşım ve meslektaşım Emre’ ye,(kan bulma konusundaki yardımları ve Uludağ da gösterdiği yakın ilgi ve misafirperverlik için) teşekkürü borç bilirim.
….
23 Ocak 2009 Cuma günü sabah Babam By-Pass oldu.Ameliyat yaklaşık 4 saat sürdü.
Ameliyat oldukça başarılı geçti.Ameliyat sonrası Kalp Damar Cerrahisi Yoğun Bakım Servisine aldılar.Görüşmek ve hatta görmek mümkün değil.Ama biz, daha önce personelim iken devlet memuru olup bu hastaneye tayin edilen Anestezi Teknikeri Nadir sayesinde istediğimiz bilgiyi alabiliyoruz içeriden.

Pazartesiye kadar Yoğun Bakımda yatacağını öğrendiğimiz babamız için henüz dışarıdan yapabilecek hiçbir şeyimiz yok.

Hastane önündeki cafelerde sürekli çay içiyoruz.Seri şekilde sigara tüketiyoruz.Arada Yoğun Bakımın önüne çıkıp anlamsızca bir süreliğine açılmayan kapılara bakıyoruz.
Bir sürü hasta yüz,ağlayan sızlayan insanlar görmek bir süre sonra insanı geriyor.
Ruhumuz daraldı.
Bu arada abimin daha önce Bursa yı gezmediğini ve Uludağ’a çıkmadığını öğrendim.
Pazar günü gitme planları yaptık.Teleferikle çıkacağız ve yukarıda ne gibi yerler varsa göreceğiz,oturup belki bir şey ler yiyip içeceğiz ve geri döneceğiz.

Hava lodoslu olduğunda çalışmazmış.Bunu bilmiyorduk.Tabi bu benim için çok olmasa da abim için büyük bir hayal kırıklığı oldu.Teleferiğe binmeyi çok istiyordu.



Teleferikten Tophaneye Taksi-Dolmuş ile geldik.Minibüsler 15 er kişilik ve dolduğunda hareket ediyor (9 YTL).





Yahudi olduklarını düşündüğüm 5-6 kişilik bir aile oturdu.Yol bitinceye kadar 19-20 yaşlarındaki Jakop 6-7 yaşlarındaki Joseff’e Bursa ve Uludağ hakkında info verdi.Yol boyunca bizde şöförle muhabbet ettik


Uludağ’a yabancı turist çok az geliyormuş.

Gelenler de hep tur otobüsleri ile gittiğinden pek yabancı turist görmüyorlarmış.

Uludağ’a en çok Araplar rağbet ediyormuş.Senede 5-6 ay çalışıyorlarmış.Dolmuş kendisininmiş ama oda herkes gibi az kazanmaktan şikayetçi.Yol boyunca her virajın her kestane ağacının hikayesini anlattı. Bizimde kestanelerimiz olduğundan kestane konusunda bizimde söyleyecek birkaç sözümüz oldu.Aşılama türleri ve zamanları konusunda fikir alışverişi bile yaptık.






















Daha sonradan otellerin fiyatlarını öğrendiğimde burada jeep lerin olmasının ne kadar normal olduğunu anladım.


Arkadaşlarım Emre ve Ebru nun görevli oldukları otel 2. bölge denilen yerde.


2 Gün önce aynı otelde kalan bir Üniversite öğrencisi kayak yaparken ormanda kayboldu.
Daha olay çok taze olduğundan her yerde o konuşuluyor.tabi her kafadan da bir ses çıkıyor.
Bizim de söylenenlerden anladığımız kadarıyla akşamüstü bir grup öğrenci geri dönüş zamanı geldiğinde kaybolan çocuk ısrarla teleferikle dönmek yerine kayarak dönmek istemiş.tabi akşamüstü karanlığına birde sis eklenince rahmetli yolunu kaybetmiş ve karşısına çıkan bir kulübeye sığınmış.Ama telefonunun şarjını gereksiz yere aradığı arkadaşları ile konuşurken bitirmiş.
Velhasıl,zamanında yetişilemediği için hayatını kaybetmiş.

Otelin önünde Emre karşıladı bizi.Otele girdik.Bilgi üniversitesinden bir öğrenci grubu gelmiş otele ve çok kalabalık görünüyordu.Ayrıca Uganda kralı kalıyormuş Kral dairesinde.Yine Emre den de duyduğum kadarıyla Uludağ a ençok Araplar ve Afrika Kralları rağbet ediyormuş.
Ebru ve Emre ile bir süre sohbet ettikten sonra yemek için restorana geçtik.Yemek esnasında bir ara kayak yapma fikri iyi bir fikir gibi görünse de,daha önce hiç kayak yapmadığımdan çömleği kırmamak için vazgeçtim.
Yemekten sonra otelin dışına çıktık ve otelin çevresinde karların üzerinde yürüdük ama soğuk ve rüzgar dışarıda fazla kalmaya müsaade etmiyordu.

Burada, başka bir zamanda başka şartlarda cep telefonumu kapatarak müşteri olarak en az on gün kalmalıyım diye düşündüm içimden.




Çok fazla bir şey yapmamış olmamıza rağmen oldukça yorulmuştuk.Ama benim için,özellikle de abim için çok güzel bir gün olmuştu.
Hastaneye uğradık.Akşam Yoğun bakım hastalarının kamera sistemi ile gösterilme seansına yetiştik.Seyrettik.Babam el salladı boşluğa.İzlediğimiz söylenmiş olsa gerek birde gülümsedi.Bizim de içimiz ferahladı ve hafifçe çiseleyen yağmurla birlikte eve döndük.
2 yorum:
Allah şifalar versin.
selamlar..
Teşekkür ederim Korhancığım.
Yorum Gönder